WEB https://www.epigenetikkongresi23.org
Değerli Meslektaşlar, Değerli Bilim Sever Katılımcılar,
Kongre organizasyon komitesi adına, 1–3 Eylül 2023 tarihlerinde İstanbul Mandarin Oriental Bosphorus'ta Nutrigenetik ve Epigenetik Derneği himayesinde gerçekleştirilecek olan “Kompleks Kronik Hastalıklarda Bireye Özgü Sağlık Hizmetleri için Hassas Tıp -Genomikten – Epigenomiğe” ana temalı 2. Uluslararası Epigenetik kongresi bünyesindeki tüm katılımcılara hoş geldiniz diyerek hepinizi aramızda görmekten mutluluk duyarız.
Sağlık alanında yapılan küresel bilimsel araştırmalar, halk sağlığı ve halk sağlığı politikalarının ilerlemesine önemli katkıda bulunurlar. Ancak, bu çağda, sağlık sartlarının tartışılması çevre sartlarının tartışılmasından pek farklı değildir. Her iki kavram da ikilemde olduğu gibi her ikisi de farklı toplumlarda bu konularda etkin çözüm aramaya odaklanır, ve bu da her iki durum için etik ve politika düzeyinde önemli değişikliklerin gerekli olduğunu gösterir.
İnsan Genomu Projesi'nin (İGP) 2003 yılında tamamlanmasından bu yana, gelişen yüksek verimli gen teknolojileri ile birlikte istatiksel genetik ve de biyoinformatik tabanlı bilimsel çalışmalar sayesinde genetik, epigenetik, çevresel ve insan yaşam tarzı faktörleri tarafından yönetilen karmaşık kronik hastalıkların oluşumuna dair anlayışımızda birkaç yıl içinde önemli gelişmeler meydana geldi. Bu duruma bağlı olarak, kronik hastalıkların moleküler nedenleri hakkında bir bilgi çığı sağlayan bu gelişmeler, hasta profilinin “bireye özgü” bir yaklaşımla karakterize edilmesine yönelik sağlık anlayışımızda bir devrim yarattı. Biyolojik sistemlerin kapsamlı analizi olarak ifade edilen ve “omik" olarak adlandırılan disiplinlerden genomik, epigenomik, nutrigenomik ve farmakogenomik gibi alanlar "Hassas Tıp (HT)" aracılığıyla “bireye özgü” sağlık hizmetlerinin oluşturulabilmesi için gerekli olan değerli verileri içeren bir bilgi deposu olup, “hassas tıbbın” klinik uygulamalarda kullanılmasına ve de karar verici önemli bir rol oynamasına fırsat sağlar. Bu bağlamda, hastalıkların ve/veya hastalıklara bağlı komplikasyonların “bireye özgü” yaklaşımla öngörülmesi ve önlenmesi ve de ilaç tedavisinde terapötik fayda ve olası yan etkilerin/advers ilaç reaksiyonların (AİR) “bireye özgü” tedavi kavramı içerisinde değerlendirilmesini kapsayan sağlık hizmetlerini oluşturabilmek amacıyla “omik” disiplinlerinden yararlanılması, “hassas tıbbın” 21. yüzyıl sağlık sistemine etkin entegrasyonu için olmazsa olmazdır.
Yaşadığımız modern çağda beklenen insan yaşam süresinin hızla yükselmesiyle birlikte, kardiyovasküler hastalıklar, hipertansiyon, diyabet, solunum yolu hastalıkları, böbrek hastalığı, demans ve kanser gibi kompleks kronik hastalıkların artan yaygınlığının yaşam süresinin yükselişine eşlik ettiği kaçınılmaz bir gerçektir. Bu nedenle, bilimin, tıp ve sağlık hizmetlerinde derin değişikliklere yol açan hızlı ve yüreklendirici ilerlemelerle zamanın ruhunu yakaladığı ve de bu gelişmeler kapsamında, genetik ve epigenetik belirteçlerin hastalıkları geliştirebilme riskini önceden kestirebildigi bir çağda, genomik/epigenomik yapıyla birlikte yaşam tarzı/çevresel etmenler çerçevesinde “bireye özgü” tedavi yaklaşımıyla hastalıkları öngörme, önleme ve tedavi stratejileri esasına dayalı “hassas tıp” uygulamaları bağlamında daha güvenli bir sağlık ortamı aramamız normal değil mi?
21. yüzyılda, Türkiye'de ve diğer gelişmekte olan ülkelerde çok az eğilimle birlikte, özellikle ekonomik açıdan gelişmiş ülkelerde, sağlık hizmetleri vizyonu, “omik” disiplinlerinin klinik uygulamalardaki amaçlanan entegrasyonları ile birlikte yavaş yavaş yeniden şekillenmektir. Bununla birlikte, “hassas tıp” ile birlikte sağlık hizmetlerinde “herkese uyan tek tip” tedavilerden “bireye özgü” tedavi müdahalelerine geçilmesiyle birlikte oluşan sağlıkta odak kayması, şimdiki zamanda ve gelecek zamanlar içinde sağlık ve hastalık arasındaki geleneksel sınırları zorlamasına rağmen, çok ihtiyaç duyulan küresel genomik halk sağlığı vizyonu, gelişmekte olan birçok ülkede hala eksiktir. Bu bağlamda “hassas tıbbın” temelini oluşturan genomik, epigenomik, mikrobiyomik/metagenomik, nutrigenomik ve farmakogenomik gibi uygulamalarının halk sağlığı merceğinden yeniden değerlendirilmesinin önemini vurgulaması bakımından bu kongre zamanında ve ileriye dönük bir toplantıdır. Temelde, sağlık hem birey hem de toplumlar için en yüksek dercede öneme sahiptir, aynı zamanda temel bir insan hakkıdır (BM Bildirgesi 1948); bu anlamda, yaşam boyu “bireye özgü” sağlık hizmetlerinin oluşturulabilmesi, faydalı bir şekilde uygulanabilmesi amacıyla genomik, epigenomik ve farmakogenomik verilerin kullanılmasında herkesin eşit fırsata sahip olması gerekir.
Son olarak, genel kurul konuşmaları, simültane oturumlar, paneller, gönderilen özetlerden seçilen kısa sözlü sunumlar, ve poster sunumları bu disiplinler arası bütünleştirici programın yapı taşlarını oluşturmaktadır. Bu çerçevede “bireye özgü” tedavi yaklaşımı amaçlı “hassas tıbbın” sağlık hizmetlerinde en etkili bir şekilde uygulanması ve de genomik, epigenomik, nurtigenomik, ve farmakogenomik gibi "omik" disiplinleri alanında bilimsel araştırma ve geliştirme olanakları için kaynakları bir araya getirmek amacıyla bu kongre, üniversiteler ve endüstri gibi prestijli kurumlardan önde gelen konuşmacıları, araştırmacıları, akademisyenleri, klinisyenleri, etikçileri ve öğrencileri (tıp, eczacılık, moleküler biyoloji/genetik, biyoinformatik, biyoistatistik) bir araya getirmeyi amaçlamaktadır. Aynı zamanda mesleki ağlarınızı oluşturmak ve daha da genişletmek için bu programın mükemmel bir fırsat olacağı süphesizdir.
Farklı bir notadan, kongrenin bilimsel proramına ek olarak, toplantı, Avrupa ile Asya'yı birbirine bağlayan safir mavisi Boğaz'ın kıyısında yer alan Mandarin Oriental Bosphorus mekanında yer alacaktır. Yoğun bir kongre gününün ardından, havuz başında, eğer arzu ederseniz bir bardak kokteyl eşliğinde, ister antik kentin manzarasını hayranlıkla seyrederek, ister Boğaz'da gün batımını yakalayarak, zamanınızın tadını çıkarabilir siniz! Çeşitlilik İstanbul'un DNA'sının bir parçasıdır; medeniyetlerin kavşağı konumunda Roma, Bizans ve Osmanlı imparatorluklarına ev sahipliği yapan, doğu ile batının zahmetsizce buluştuğu yerde İstanbul’da bizler “Hassas Tıbbın” şimdisini ve geleceğini tartışıyor olacağız.
Kozmopolit şehrimiz İstanbul'u bir araştırma ve çeşitlilik merkezi olarak seçtiğiniz için teşekkür eder, verimli ve keyifli bir kongre eşliğinde İstanbul’da unutulmaz harika bir zaman geçirmenizi dileriz!
Organizasyon komitesi adına
Gülsen Meral, MD
Pediatri (Kongre Başkanı)
Türk Nutrigenomik ve Epigenetik Derneği Başkanı
Candan HIZEL PERRY, PhD, HDR, MBA-HM
Bireye Özgu Tedavide Genomik Teknolojiler ve Farmakogenomik
(Kongre Başkan Yadımcısı ve Kongre Bilim Komitesi Başkanı )